15. Olağan Mali Genel Kurulu yetiştiricilerimiz ile büyük bir coşkuyla gerçekleştirildi

15. Olağan Mali Genel Kurulu yetiştiricilerimiz ile büyük bir coşkuyla gerçekleştirildi

Tohum Yetiştiricileri Alt Birliği 15. Olağan Mali Genel Kurulu birçok ilden katılım sağlayan yetiştiricilerimiz ile büyük bir coşkuyla gerçekleştirildi.

Genel Kurula Konya Milletvekili Orhan ERDEM, Aksaray Milletvekili Cengiz AYDOĞDU, Bitkisel Üretim Genel Müdürü Dr. Mehmet HASDEMİR, Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürü Ahmet GÜLDAL, Tohum Tescil ve Sertifikasyon Merkezi Müdürü Şakir BERKTAŞ, TÜRKTOB Başkanı Savaş AKCAN, TSÜAB Başkanı Yıldıray GENCER, BİSAB Başkanı Selami YAZAR ile Alt Birliklerin Yönetim Kurulu Üyeleri, bakanlık temsilcileri, sivil toplum kuruluşları ve meslek örgütleri temsilcileri ile TYAB üyeleri katılım sağlamıştır.

Divan Kurulu Başkanı Dr. Nevzat Birişik’in haziruna hitaplarıyla başlayan Genel Kurul “Türkiye güçlü bir tarım ülkesidir, büyük bir tarımsal ekonomisi vardır. Bunun sürdürülebilirliği çok önemlidir. Temelinde ise TÜRKTOB ve bağlı alt birliklerinin üyeleri vardır. Ülkemiz 1 milyon tonun üzerinde üretim, ihracat yapıyor. Bu salonda 50 bin üyeyi temsil etmekteyiz ve bu üyeler ülke tarımına çok büyük katkılar sağlamaktadır. Burada yapılacak her türlü katkı, paylaşım nezaket, etik ve bilim çerçevesinde yapılacak her türlü eleştiri çok çok kıymetli ve değerlidir. Hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum” sözlerini dile getirmiştir.

Genel Kurulun açılışında konuşan TYAB Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Ömer Güler,

 “Tarım ve gıda bizim tarafımızdan ülkemizin olmazsa olmazıydı fakat artık deyim yerindeyse ülkelerin milli güvenlik meselesine dönüşmüştür. Özelleştirmeye ve ithalata dayalı politikalar geçerliliğini kaybetmiştir. Artık yerli ve milli üretimin önemi artmış; Milli üretimi koruyup destekleyen, üretim odaklı stratejiler önem kazanmıştır. Yerli ve milli üretim artık daha anlamlı, daha kritik hale gelmiştir. Şüphesiz ülkemiz tohumculuğu son yıllarda ciddi bir yükseliş ivmesi kazanmış, ulusal piyasalarda daha etkin yer almaya başlamıştır. Öyle ki kendi kendine yeterliliği %130 a çıkmıştır. Ülkemiz yalnızca tohumu üreten değil, üretip ihraç edebilen bir ülke konumuna gelmiştir.” ifadelerini kullandı.

 Zorlu üretim koşulları içerisinde ülkemiz tohumculuğunun bu ivmeyi kazanmasında başta tarım ve orman bakanı olmak üzere; tüm bu faaliyetleri yürüten, sorunların çözüm noktasında büyük gayretler sarf eden ve her zaman ulaşabilir olan Bitkisel Üretim Genel Müdürü, Genel Müdür Yardımcıları ve bakanlık personeline teşekkürlerini sunan Güler, ardından tarımsal üretimde yaşanan bazı sorunlara da değinmiştir.

Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise 10.büyük tarımsal üretim hacmine sahip olmamıza rağmen, tarım sektörümüzün bazı yapısal sorunları var;

Gıdanın bugünü ve geleceğinin bu kadar ön plana çıktığı bu dönemde şüphesiz gıdanın bileşenleri üzerinde yapılmış ve yapılmakta olan reformların üzerine çok daha fazla gidilmeli, günümüz şartlarına ve sektör ihtiyaçlarına paralel olarak güncellenmesi önem arz etmektedir. Tohum, toprak, su ve iklim bileşenlerini bir araya getiren yetiştiricilerimiz açısından daha fazla reform ve iyileştirmeler gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

Üretimin önündeki tüm engeller kaldırılarak çiftçinin finansmana ulaşması kolaylaştırılmalı, üretimin sürdürülebilirliğini sağlamak için üreticilerimizin üzerindeki vergi yükü hafifletilmelidir. Son bir yılda; gübreye, tarım ilaçlarına, tarımsal sulamada kullanılan elektriğe, mazota ve İşçilik maliyetlerine gelen zamlar yetiştiricilerimizin üretim maliyetlerini arttırmaktadır.

Bir yandan savaş ve salgınlarla mücadele ederken bir yandan da mevcut piyasa koşulları ve artan girdi fiyatları karşısında sertifikalı tohum kullanımının ve üretiminin azalacağı ve bu azalışın ülke gıda güvenilirliğini gelecek yıllarda tehlikeye atacağından ciddi bir şekilde kaygılıyız. Bu sorunların önüne geçebilmek ve sağlıklı bir üretim ortamı tesis edebilmek için; Çiftçiyi üretimden soğutmadan, besiciyi, hayvancıyı küstürmeden, gençleri tarımdan koparmadan acilen üretim ortamı iyileştirilmeli, kırsal alandaki sosyal hayat yeniden düzenlenmeli ve üretimden çekilen çiftçiler somut destekler ile mümkünse üretime geri döndürmelidir. Tohum yetiştiricilerimize ek bir destek verilerek desteklenmesi ve mevcut destek miktarlarının da artan maliyetler karşısında yeniden düzenlenmesi çiftçilerimize bir umut ışığı doğuracaktır.

Başkan Güler, TYAB olarak TÜRKTOB çatısı altında tohumculuk sektörünü 59 bin üyemiz ile temsil etmekteyiz.  Birliğimiz faaliyete başladığı tarihten itibaren çok ciddi başarıla imza atmış, gerek üyelerimizin birbiri ile koordinasyonu ve gerek se bakanlık nezdinde görüşmeler ve çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Faaliyetlerimizden en önemlisi ise Uygulamalı Çiftçi Eğitim merkezlerinin hayata geçirilmesidir. Gelişmiş eğitim kurumları ile Üretim planlaması yapabilen, tarla hazırlığından hasata kadar tüm işlemleri profesyonelce yapabilen bilinçli çiftçilerin oluşması gelişen tarım teknolojilerinin yaygınlaştırılması amaçlanmıştır. Bu kapsamda; gelişen tarım sektörünü yakından takip etmek ve ülkemizde de uygulamak için ilk adımını attığımız eğitim merkezlerimizde inşallah aralık ayından itibaren eğitimlere başlanacak ve sektörün ihtiyacı olan nitelikli personel ihtiyacının karşılanması için bir adım atılmış olacaktır. Sözleriyle konuşmasını tamamlamıştır.

TÜRKTOB ve SÜSBİR Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Savaş AKCAN ise, işlerinizin en yoğun olduğu bu dönemde böyle bir genel kurul için buralara geldiniz teşekkürlerini ifade ederek başladığı konuşmasını özetle şöyle sürdürdü;

“Pandemi ve savaşlar dünyada çok ciddi ekonomik krizlere yol açarak dünyayı bir sarsıntıya uğrattı. Ve biz bu keşmekeşin içerisinde, bu kadar sorunun içerisinde Türk tarımını ayakta tutmaya çalışan insanlar olarak mücadeleyi verdiğimizi düşünüyorum. Ve her ne kadar tarımı siyasete alet etmeye çalışan, kamuoyunda negatif algılar yaratmaya çalışan güruhlar olsa da bugün elini vicdanına koyan herkes Türk tarımımı olması gerektiği gibi değil ama olabileceği en iyi yerde olduğunu söylemek mükellefiyetindedir. Eksikler var mı var, ama hepimiz aynı gemideysek bu gemiyi yürütecek olan bizleriz ve bu eksikleri hep birlikte çözmek zorundayız. 

AKCAN, Açıklanan tohum fiyatları göz önüne alındığında oluşan maliyet tablosuyla 8,5 liraya alının tohumluğun 10,5 liraya satılamayacağı hepinizin malumu. Bunun bir düzen içerisinde bir regülasyon mantığıyla düzenlenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Ayrıca Banka kredilerinin kullanımında bürokrasinin azaltılması, kullanımının kolaylaştırılması ve yaygınlaştırılması önemlidir. Bu krediler tohumculuk sektörümüz açısından oldukça önemli ve finansman yönünden rahatlatmaktadır., Sürdürülebilir bir tarım ve tohumculuk sektörü için üzerimize düşen görevleri yapmalı, hep birlikte mücadele etmemiz gerekir. Diye belirtti.

Ayrıca Akcan, Genel Kurul sürelerinin 2 yıldan 4 yıla çıkarılmasını da gündeme alırken, devletimiz ve bakanlığımızdan tohumculukta bugüne kadar gösterdikleri desteklerin bir tık üzerinde destek beklentisi içerisine ve o destekle beraber sektörün çalışmaya hazırız.” İfadelerini kullandı.

Açılışta söz alan bir diğer isim Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdür Ahmet Güldal ise, konuşmasını özetle şöyle sürdürdü;

“Ülkemiz genelinde başlayan hasatlarda önceki yıllara baktığımızda geçen yıl kuraklıktan ağır etkilendiği bir yıldı, bu yıl ise özellikle hububat ve bakliyatta verim ve kalitede artışlar var, çiftçilerimiz verimlerinden memnun.

Kuraklık bizim artık bundan sonra coğrafyamızın en önemli problemlerinden bir tanesi olacaktır. Kuraklığa dayanıklı çeşitlerin özelikle çiftçi nezdinde çok daha fazla katkısı ve faydası olacağına inanıyoruz. Ve biz TMO olarak özellikle kuraklıktan etkilenme riski yüksek olan bölgelere bu tür çeşitler önermeye de devam edeceğiz. Bu öneriler ile kıymetimizi ve arzımızı yükselteceğiz. Sertifikalı tohum kullanımı ile bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da üreticilerimiz için ne kadar yararlı, ülkemiz için de ne kadar bereketli ve önemli olduğunu ifade etmeye devam edeceğiz.” İfadelerini kullandı.

Tarım ve Orman Bakanlığı BÜGEM Genel Müdürü Dr. Mehmet HASDEMİR ise konuşmasına tarım ve tohumculuğun önemine değinerek, “Bulunduğumuz coğrafya başta olmak üzere, dünya genelinde ekonomik, sosyal ve kültürel anlamda yaşanan gelişmeler küresel iklim değişikliği ve doğal kaynakların azalması tarım sektörünün önemini daha da göstermektedir. Bununla birlikte dünya nüfusu hızla artmakta ve artış güvenli gıdaya ulaşım ve beslenme sorunlarının da beraberinde getirmektedir. 

Ülkemiz tarımı, 24 milyon hektar işlenebilen tarım arazisi varlığı ile misafirlerimiz, turistlerimiz ve ülke nüfusumuz dahil 100 milyonun üzerindeki bir nüfusun gıda ihtiyacını özellikle pandemi döneminde kesintisiz karşılamayı başaran bir sektör olmuştur.

Tohumculuk sektörü artık dünya çapında oldukça büyük bir pazar, stratejik bir sektör durumunda olup, tarım politikalarının temelini oluşturmaktadır. Ülkemiz güçlü tohumculuk politikası ile pandemi ve savaşların yaşandığı bu dönemde gıda temini konusunda sorunların yaşamamış, üreticilerimiz üretimlerine devam edip kararlılıkla bu durumu sürdürmüştür. 70 milyar doları aşan dünya tohumculuk pazarında söz sahibi olabilmemiz için daha çok çalışmalı ve daha çok üretmeliyiz.

Bakanlık olarak uygulanan politikaların içerisinde tohumculuğa özel bir önem verildiğini ifade eden Hasdemir, Son 2 yılda destekleme bütçesinde en fazla artış Sertifikalı tohum kullanım desteklerinde olmuştur. Piyasa koşullarını yakından takip ediyoruz, üreticilerimizin emekleri karşılıksız kalmayacaktır.

Tarımsal üretimi kısa vadede arttırmanın en ekonomik ve kısa yolu sertifikalı tohum kullanımıdır. Sadece sertifikalı tohum kullanımı ile üretim üzerinde ciddi oranda artışlar sağlanmaktadır. Son 20 yılda sertifikalı tohum üretimi 9 kat artışla 1 milyon 344 bin tona ulaşmış, Kendi kendine yeterlilik %96 olmuştur. Daha az alandan daha fazla verimi siz üreticilerimiz sayesinde yapıyoruz, Siz Üretin Yeter.”  sözleriyle tamamlamıştır.

Genel Kurulun açılışında söz alan Aksaray Milletvekili Cengiz AYDOĞDU ise duygu ve düşüncelerini “Tohum yetiştirmek Türkiye için bir hayattır. Kıymetli Genel Müdürlerimiz tohumculuk ve ülke tarımı hususunda beni sevindiren bilgiler verdi. Anadolu tarımın vatanıdır. Hem Kökün hem de göğün olacak, İstikbal köklerdedir. Son dönemde ülkemizde dünya da olduğu gibi bazı sıkıntılar içerisinde ama lütfen bu sıkıntılara uzun vadeli olarak bakmayın. Biz bu günleri sizlerle beraber aşacağız inşallah.” Sözleriyle ifade etti.

Genel Kurulun açılışındaki son konuşmayı teşrifleriyle bizleri onurlandıran, desteklerini esirgemeyen aynı zamanda da birliğimiz üyesi Konya Milletvekili Sayın Orhan ERDEM yapmıştır. Vekilimiz, Konuşmasını özetle şöyle sürdürdü;

“Tohumculuktaki gelişmeleri Genel müdürlerim ve başkanlarım aktardı. Bizler 2002’den bu yana nereye geldiğimizin farkında olacağız, morallerimizi bozmayacağız ve geleceğe de umutlu olduğumuzu göstereceğiz. 2002 Türkiye’si ve çiftçisi ile bugünün Türkiye’si ver çiftçisinin durumlarını bir kenara yazdığımızda ne kadar büyük bir gelişme olduğunu görüyoruz.

Eksiklerimizi tabi ki biliyoruz, her şeyi bir anda çözemeyiz. Ama kendimde bir çiftçi olarak gelişmemizin geldiği noktanın çok takdire şayan olduğunu hepimiz bilerek hareket etmeliyiz. Tarıma tüm hizmet edenlere minnettarız. Çiftçilerimize her zaman ayrıcalıklı bakmalıyız, çünkü yetiştirdikleri tarım ürünleri doğa şartlarına, olağan üstü hallere gebe ürünlerdir, Ana ürünlerimiz tahıllar 9 -10 ay gibi uzun periyotlarda yetişiyor.  Mevcut koşullarda iyi bir noktaya geldik ve Allahın izniyle başımızdaki lider cumhurbaşkanı ile çok daha iyiye doğru gideceğiz.

Bakanımızdan ve bakanlığımızdan bir ricam olacak. Artık bir adım daha ileri gidelim ve gelin Konya’yı pilot bölge yaparak, yıllık 200-300 kg yağış alan bölgeden 600-800 kg yağışla yetişen mısırı bu bölgelerden çıkaralım. Kanola, ayçiçeği ve belirli bir oranda pancar gibi ürünleri bölgeye göre desteğini arttırarak teşvik edelim. Sularımız bitiyor, artık planlamaya geçmemiz lazım, dolaştığımız çiftçilerinde bunu destekler nitelikte olması yapının da buna hazır olduğunu gösteriyor.” İfadelerini kullandı.

TYAB Genel Kurulu, faaliyet, mali, denetim raporlarının okunması ve ibra edilmesi ile 2022 Çalışma Programı ve Bütçesinin görüşülmesi ve onaylanmasının ardından gündemdeki diğer konuların karara bağlanmasıyla son buldu.