Yönetim Kurulu Başkanımız Hacı Ömer GÜLER’den Gündeme Dair Önemli Açıklamalar

Yönetim Kurulu Başkanımız Hacı Ömer GÜLER’den Gündeme Dair Önemli Açıklamalar

‘’Biz çiftçiler olarak, ihbarı yapıyoruz, yetişin diyoruz. Çiftçiler kırsalı terk ediyor, bu yangını söndürün diyoruz.’’

‘’İddia ediyorum; tohumculukta sesiz bir devrim gerçekleştirdik. Niçin diğer alanlarda bu başarı yok? 2015’te 289 bin ton tohum üretiliyordu, 2020’de 1 milyon 241 bin tona çıktı. Demek ki; çalışınca oluyor.’’

Tohum Yetiştiricileri Alt Birliği (TYAB) Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Ömer Güler:

  • ‘’Hububat ve bakliyatta enflasyon oranına göre yüksek, girdi fiyatlarındaki artışa ve dünya fiyatlarına göre düşük ama tüketiciyi de düşünen bir alım fiyatı ortaya çıktı.’’
  • ‘’Haksız kazançların stokçuluğun önüne geçersek açıklanan hububat ve bakliyat alım fiyatlarına iyi diyebiliriz.’’
  • ‘’Toprak Mahsulleri Ofisine büyük bir görev düşüyor. Piyasaya agresif bir şekilde girmeli, regülasyonunu süratle sağlamalı.’’
  • ‘’Biz çiftçiler ve tohumcular olarak her zaman fedakârlık gösterdik, göstermeye de devam ediyoruz. Ama aynı fedakârlığı bütün alt sektörlerin göstermesi gerektiğine inanıyoruz.’’
  • ‘’Çok ciddi boyutlarda kuraklık yaşıyoruz. Şu anda hububat, baklagil, kışlık ekim dediğimiz ürünlerin hepsi su istiyor ve bazı bölgelerde %80 bazılarında %100 verim kayıpları var. Bu, ciddi bir rekolte eksikliği sonucunu doğuracak. Kuraklık nedeniyle üretimde %20 düşüş olabilir.’’   
  • ‘’3-4 liraya ekmek yemek istemiyorsak, kuraklığın etkilerini azaltmak için acil bir eylem planının süratle devreye sokmamız lazım.’’
  • ‘’Bu işin emektarı olan kırsalda tutmamız gereken çiftçilerimize süratle bir destek paketinin açıklanması gerek. Girdi fiyatlarının da süratle düşürülmesi şart.’’
  • ’İddia ediyorum; tohumculukta sesiz bir devrim gerçekleştirdik. Niçin diğer alanlarda bu başarı yok. İsteyince, çalışınca oluyor demek ki. 2015’te 289 Bin ton tohum üretiliyordu bu ülkede. 2020 rakamları 1 milyon 241 bin ton. Bu artışta üreticinin bilinçlenmesinin de büyük payı var.’’

21.05.2021 (Ankara) – Tohum Yetiştiricileri Alt Birliği (TYAB) Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Ömer Güler, katıldığı bir televizyon programında hububat ve bakliyat alım fiyatları, kuraklık, rekoltede düşüş beklentisi ve tohumculuktaki gelişmeler konusunda açıklamalarda bulundu. 

Pandemi döneminin çiftçilerin kendilerini özel hissettiği bir dönem olduğunu ifade eden TYAB Başkanı Hacı Ömer Güler; ‘’Belki pandemi süreci içinde çıkan en hayırlı sonuç tarımın ve gıdanın ötelenemez bir stratejik sektör olduğunun anlaşılmasıdır. Çiftçimiz gerçekten çok özverili bir çalışma gerçekleştirdi. İklim şartlarına rağmen, piyasa koşullarına rağmen, hafta sonu demeden, bayram demeden üretimine devam etti çiftçimiz.’’ dedi. 

2021 yılı hububat ve bakliyat alım fiyatlarını de değerlendiren TYAB Başkanı Hacı Ömer Güler; ‘’ Olağanüstü bir süreçten geçiyoruz. Pandemi, kuraklık, yüksek girdi maliyetleri ve kur farklarının içerisinde adeta iki tarafı da keskin bir bıçağın üzerindeyken fiyatlar açıklandı. Üreticiyi de tüketiciyi de düşünmek zorundasınız. Dünya piyasalarını, girdi fiyatlarını düşünmek zorundasınız ve şapkanızı önünüze koyup bir hesap yapıyorsunuz. Tabii ki; taban fiyatları açıklanırken bu süreçte bizler de aktif olarak fikirlerimizi söyledik. Fiyatlar, geçen yıl ki enflasyon oranına göre yüksek, girdi fiyatlarındaki artışa ve dünya fiyatlarına göre düşük ama tüketiciyi de düşünen bir politikayla belirlenmiş.

Biz çiftçiler ve tohumcular olarak her zaman fedakârlıklar gösterdik, göstermeye de devam ediyoruz. Ama aynı fedakârlığı bütün alt sektörlerin, bütün herkesin göstermesi gerektiğine inanıyoruz.

Şayet; haksız kazançların stokçuluğun önüne geçersek biz bu fiyatlara iyi diyebiliriz. Bizim bunun önüne geçilmediği sürece taban fiyatlarını konuşmamızın bir anlamı yok.

Toprak Mahsulleri Ofisine büyük bir görev düşüyor. Piyasaya agresif bir şekilde girmeli, regülasyonunu süratle sağlamalı. 3-4 liraya ekmek yemek istemiyorsak, kuraklığın etkilerini azaltmak için acil bir eylem planın süratle devreye sokmamız lazım.

Diğer yandan bu işin emektarı kırsalda tutmamız gereken çiftçilerimize süratle bir destek paketinin açıklanması lazım. Girdi fiyatlarının süratle düşürülmesi gerekir.

  • Neden yurt dışındaki çiftçilere para ödüyoruz?

Ancak unutmamak gerekir ki;  geçen yıl fiyatı 1650 lira olarak açıklanan buğday, 4 ay sonra 2100 lira bandında ithal edildi. Bakın o zaman çiftçi şunu diyor; bize verilmeyen para neden yabancı çiftçiye ödendi? Bizim bu psikolojinin önüne geçmemiz lazım.’’ şeklinde konuştu.

Pandemi döneminde gıda arzı kaynaklı bir sorun olmadığı ancak sürecin yarattığı etki ile dünya fiyatlarının son 10 yılın en yüksek seviyesine ulaştığını, başta Çin olmak üzere  ülkelerin kendi gıda güvenliğini sağlama almak için stokçuluğu ön plana çıkardığını kaydeden Güler; ‘’Özellikle Çin gibi ülkelerin piyasaya agresif bir şekilde girmesi, birçok ham maddeyi tedarik için önden bağlaması sonucu bugün fiyatların arttığını görüyoruz. Bu da bizim girdi fiyatlarını zaten doğrudan artış yönlü etkiliyor.’’ ifadelerini kullandı.  

  • 2 milyon hektar arazi boş duruyor

‘’Bakın Sayın Cumhurbaşkanımız ne dedi? Atıl hiçbir arazi bırakılmasın. Türkiye’de hala 2 milyon hektar atıl arazimiz var. Kullanılmayan arazilerimiz var. Bunun sebepleri var. Girdi maliyetlerinden dolayı. Kırsalda yaşayamayan insanlar var. Bugün aşı savaşlarının yaşadığı bir ortamda gıda ile ilgili savaşacaksak bizim dimdik ayakta olmamız lazım.’’ şeklinde konuşan TYAB Başkanı Güler, kuraklık konusunda da şunları kaydetti;

  • Rekolte kaybı %20’yi bulabilir

‘’ İnanın şu anda kuraklık Türkiye’nin birçok bölgesinde derinden hissediliyor. Özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde çok derin bir kuraklık var. Yine Doğu Anadolu Bölgesi’nde de öyle. İç Anadolu Bölgesi’nde hasat hızlanırken üretimdeki kayıpları göreceğiz. Şu anda hububat, baklagil, kışlık ekim dediğimiz ürünlerin hepsi su istiyor.  Bazı bölgelerde %80, bazılarında %100 verim kayıpları var. Türkiye geneli ve buğday için konuşalım; resmi rakamlara göre 1 milyon ton civarı, ziraat odalarına göre 2 milyon ton civarı kayıp olacak.  Ama ben de çiftçiyim sürekli sahadayım. Bu kaybın çok daha fazla olduğunu, %20’ler seviyesine kadar gidebileceğini tahmin ediyorum.’’  

  • Tohumculukta sesiz devrim gerçekleştirildi

TYAB Başkanı Hacı Ömer Güler, Türkiye’nin tohumculukta son yıllarda adata sesiz bir devrim gerçekleştirdiği söyledi. Güler; ‘’2015’te 289 bin ton tohum üretiliyordu bu ülkede. 2020 yılında 1 milyon 241 bin tona yükseldi. Ben bu konuda iddia ediyorum;  biz tohumculukta sessiz bir devrim gerçekleştirdik. Bunda üreticinin bilinçlenmesinin de katkısı büyüktür. Bilinçli bir çiftçi sertifikalı tohumun en az %25 daha fazla ürün verdiğini biliyor. Biyolojik, fizyolojik, genetik safiyet, hastalıklara dayanıklılık, verim… Hepsini bilen bir çiftçimiz sertifikalı tohum kullanıyor.

Tohumculuk sektöründeki büyüme sağlıklı bir şekilde devam etmeli. Bizim bu ülkeden başka gidecek yerimiz yok. Bu ülke için üretmek zorundayız.  Tohumculuk sektörü olarak bu ülkeyi doyurma zorunluluğumuz var. Biz turist ve göçmenlerle birlikte 140 milyonu besliyor, üstüne de ihracat yapıyoruz. İhracatımız ithalatı geçti. Karışama oranı %20’lerden %114’lere yükseldi.

2050 yılında gıda talebi %50 artacak. Nasıl karşılayacaksınız? Nüfusunuz artıyor, toprağınız azalıyor. Bunun için kaliteli, verimli tohumlar geliştirmek zorundasınız.  Nasıl yapacaksınız bunu? Çalışarak yapacaksınız. Umutsuzluk aşılamayacaksınız insanlara. İnsanlara umutsuzluğu aşılamak kimsenin haddi değil!

Biz TYAB olarak pandemi sürecinde çalmadık kapı bırakmadık. Üyelerimizin sorunları ne ise hepsini anlatmaya çalıştık. Bakın geçen sene çok sağlam bir şey yaptık. Tohum kullanım desteklerinin %100 artmasını sağladık. 5 yıldan beri ilk artış oldu. Bu artış tohum üretimimizin yukarı yönlü bir grafik çizmesini sağladı. Çiftçiye bir katkı sağladı. Bugün ne diyoruz; çiftçiye elektrik ve gübre maliyetlerinin azaltılmasında da yardımcı olun, projeler oluşturun diyoruz.’’ ifadelerini kullandı.   

  • Hibe tohum dağıtımı genişleyerek devam etmeli

TYAB Başkanı Güler, geçen yıl başlayan hibe tohum dağıtımı projesiyle ilgili olarak da şunları söyledi: ‘’Tohum konusunda projeler oluşturalım. Bu konu acil eylem planı içerisinde de var. Geçen yıl Tarım ve Orman Bakanlığı uygulamaya başladı. Yeterli değil tabii ki.  Bu projenin kapsamımın acil olarak genişletilmesi gerekiyor. Çünkü bu yıl tohum üretimi de sıkıntıya girebilir. Onun için süratle Türkiye’deki bütün çiftçilere yine %75’i hibe olacak şekilde tohum dağıtılmalı. Bu hem tohumculuk sektörüne bir ivme kazandıracak hem de ihtiyaç sahibi çiftçilerin girdi yönünden rahatlamalarıyla üretimin devamlılığını sağlayacak. Durmamamız lazım. Süratle 6 ay sonrasının da planlamamamız şart.’’

  • TYAB Başkanı Hacı Ömer Güler’den diğer çözüm önerileri
  • Kuraklık acil eylem planlarının hızlı bir şekilde uygulanması gerekiyor.
  • Tarım topraklarımızı korumak, parçalanmasını önlemek ve toplulaştırma çalışmalarını hızlandırmak şart.
  • Tarımsal girdilerin tamamındaki vergi yükleri asgariye indirilmeli.
  • Tarımsal girdilere Tarım Kredi Kooperatifleri üzerinden çok daha uygun fiyatlarla ulaşılmalı.
  • Çiftçi borçlarının yapılandırma kapsamı genişletilmeli. Faizler silinmeli.
  • Çiftçimizin finansal kaynaklara ulaşımının önündeki bütün engeller kaldırılmalı.
  • Tarımsal ürün piyasaları yeniden düzenlenmeli. Haksız kazanç sağlayan aracılar tamamen sitemden çıkarılmalı.
  • Topraklarımızdaki organik ürün miktarını arttıracak teknik önlemler alınmalı.
  • Biz şu anda 20 yıl yetecek suyumuzu 5 yılda bitirmeye çalışıyoruz. İç Anadolu’da 200 metreden su çekmeye başladık. Sulama bilincini artırmamız şart.
  • KOP, GAP gibi projelerin süratle geliştirilip tamamlanması lazım.
  • Boşa akan nehirlerimiz var. Bunların yer altı barajları vasıtasıyla tarımsal sulama için kullanılması elzemdir.
  •  Çiftçimiz piyasa koşullarında hangi ürün para ediyorsa onu ekiyor. Bu çok yanlıştır.  Bizim öncelikle arz talep dengesine uygun havza destek modeline hiçbir siyasi iradenin politik beklentisine bakmaksızın süratle geçmemiz gerekiyor.
  • Tohumculukta AR-GE’nin desteklenmesi şart. Özellikle bu dönemde kuraklığa dayanıklı çeşitleri geliştirmeliyiz.
  • Çiftçimiz yaşlanıyor. Gençlerimizi teşvik etmeli, tarımsal üretime ve kırsala ilgilerini artırmalıyız.